Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları

KAMU KURUMU NİTELİĞİNDEKİ MESLEK KURULUŞLARI

 

Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlüğünde meslek; “bir kimsenin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli iş”, meslektaş ise “aynı meslekten olan” diye tanımlanmıştır.

İnsanlık, yerleşik topluma geçişten itibaren sosyal ve ekonomik bakımdan devamlı gelişme içinde olmuş, bunun sonucu olarak meslekler, meslek kolları ve bunların kendi aralarında örgütlenmeleriyle sivil toplum kuruluşları (STK) ortaya çıkmıştır. En tipik örnek; Prof. Dr. Neşet Çağatay’ın deyimiyle “sanat, ticaret ve mesleğin, olgun kişilik, ahlak ve doğruluğun iç içe bir alaşımı olan ahiliktir.” Ahilik; meslek kuruluşu olarak bir Türk kurumu olup, Selçuklular döneminde olgunlaşmış, Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş ve yükselme sürecinde fevkalade yararlı hizmetler ifa etmiştir. Tabiki, ahilik denilince kurucu ve yayan kişi olarak Ahi Evren’i (Nasırüddin Mahmut B.Ahmet-1171-1262) minnet ve şükranla anmalıyız. Osmanlı İmparatorluğunun gerileme döneminde ahi teşkilatları, bir süre daha lonca olarak varlığını sürdürmüş, ikinci meşrutiyeti takiben de hepsi kapatılmıştır. 1910 yılında Esnaf Cemiyetleri Talimatnamesi’nin yürürlüğe girmesi üzerine yeniden mesleki cemiyetler şeklinde kurulmaya başlanmıştır. Prof. Dr. Zafer Toprak’ın hazırladığı “Loncadan Kobi’ye Esnaf ve Sanatkarların Dünü” konulu yazıda 1910 yılından Cumhuriyetin ilk yıllarına kadarki zaman diliminde yüzlerce esnaf cemiyetinin kurulduğu isimleriyle belirtilmiştir. Prof. Dr. Zafer Üskül’e göre bu günkü manada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ilki 1881 yılında kurulan Ziraat Odası, ikincisi 1882 yılında kurulan İstanbul Ticaret Odası’dır. 1926 yılında yürürlüğe giren Türk Medeni Kanunu ve daha sonra yürürlüğe giren Dernekler Kanunu ve benzeri diğer kanunlarla gelişen bu örgütlenme şekli nihayet 1961 Anayasa’sının 122’ci maddesiyle anayasal temele dayandırılmıştır. 1982 Anayasa’sının 135’inci maddesi bu kuruluşların amaç, esas ve sınırlarını belirtmek suretiyle, hukuk mevzuatımız içindeki yerini pekiştirmiştir. Anayasamızın 135 inci maddesi aynen şöyledir:

“Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları”

Madde 135- Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunla gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.

Kamu kurum ve kuruluşları ile kamu iktisadi teşebbüslerinde asli ve sürekli görevlerde çalışanların meslek kuruluşlarına girme mecburiyeti aranmaz.

‘Değişik: 23/7/1995 – 4121/13. md.’ Bu meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.

‘Değişik: 23/7/1995 – 4121/13. md.’ Bu meslek kuruluşları ve üst kuruluşları organlarının seçimlerinde siyasi partiler aday gösteremezler.

‘Değişik: 23/7/1995 – 4121/13. md.’ Bu meslek kuruluşları üzerinde Devletin idari ve mali denetimine ilişkin  kurallar kanunla düzenlenir.

‘Değişik: 23/7/1995 – 4121/13. md.’ Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarının sorumlu organlarının görevine, kanunun belirlediği merciin veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir ve yerlerine yenileri seçtirilir.

‘Değişik: 23/7/1995 – 4121/13. md.’ Ancak, milli güvenliğin, kamu düzeninin, suç işlenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdiği hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, meslek kuruluşlarını veya üst kuruluşlarını faaliyetten men ile yetkilendirilebilir. Bu merciin kararı, yirmidört saat içerisinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, bu idari karar kendiliğinden yürürlükten kalkar.”

 

Görüldüğü üzere, ahi teşkilatlarından loncalara, oradan cemiyet ve derneklere doğru gelişen mesleki oluşumlar, 1961 anayasasıyla dernekler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olarak iki ana kanalda hizmet verir duruma gelmiştir.

 

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları bizde olduğu gibi demokratik cumhuriyet rejiminin uygulandığı hemen her ülkede, belli bir tarihi süreçten geçerek bu günkü düzeye ulaşmıştır. Bu kuruluşlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) aksi yöndeki kararına rağmen bize göre de dernekler, sendikalar gibi birer sivil toplum kuruluşlarıdır. Sırf üyeliği zorunlu diye bu vasfın tanınmaması dar bir yorumdur.

 

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının amacı belirttiğimiz üzere Anayasamızın 135’inci maddesinde ifade edilmiştir. Ayrıca teşkilat kanunlarında mesleğin özelliğine göre daha ayrıntılı düzenlemeler görüyoruz. Bu kuruluşlar meslek grupları ve bu grupların kolları itibariyle ayrı ayrı kurulmaktadır. Teşkilat kanunları, bu kanunlara bağlı yönetmelikler, ana sözleşme statü ve genelgeler çalışma usul ve esaslarını belirlemektedir. Kurulması ilgili bakanlığın iznine tabidir. İç denetim yanında bakanlıkça da denetlenir. Genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu gibi zorunlu organları bulunmaktadır. Sanayi odası, ticaret odası, sanayi ve ticaret odası ve deniz ticaret odasında ayrıca meslek komiteleri ve meclis gibi organlar vardır. Yine baro, esnaf  ve sanatkar odaları birliği gibi bazı kuruluşlarda disiplin kurulu seçilmektedir. Örgütlenme hiyerarşisi de genelde birbirine benzemektedir. Her meslek mensubu çalışmasını sürdürebilmek için meslek kolu itibariyle, faaliyet bölgesi içindeki ilgili odaya, aynı meslek kolundan odalar da üst kuruluşları olan ilgili birliğe kaydolmak zorundadır. Bu örgütlenme şeması bakımından bazı meslek grupları az da olsa farklılık göstermektedir. Örneğin, esnaf ve sanatkarlar faaliyet bölgesindeki ilgili esnaf ve sanatkarlar odasına, her ildeki esnaf ve sanatkarlar odaları o ildeki esnaf ve sanatkarlar odaları birliğine ve varsa aynı meslek kolunda ülke çapında faaliyet gösteren esnaf ve sanatkarlar federasyonuna, birlik ve federasyonlar da Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’na (TESK) kaydolmak zorundadır. Ünvan olarak avukatların mesleki kuruluşlarıbaro, üst kuruluşları ise Türkiye Barolar Birliği diye adlandırılmıştır.

 

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tüzel kişiliğe sahiptir. Üyelerinin yaptığı iş, genel manada kamu görevi niteliğindedir. O nedenle görev ve yetkileri arasında kamu hukukundan doğan haklar vardır. Bu haklar özel ve resmi kuruluşlarla ilişkilerde daha verimli çalışma olanağı sağlamaktadır. Herhalde, mesleki derneklerle, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasındaki en önemli fark budur. Tabi, üyeliğin gönüllü-zorunlu olması kuralı da önemlidir.

 

Ülkemizde değişik meslek kollarında faaliyet gösteren çok sayıda kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını bilgilerinize sunarak yazımızı noktalayalım. Ziraat odası, esnaf ve sanatkarlar odası, ticaret odası, sanayi odası, ticaret ve sanayi odası, deniz ticaret odası, ticaret borsası, tabipler odası, eczacılar odası, diş hekimleri odası, veterinerler odası, mimarlar odası, değişik dallardaki mühendislerin odaları, noterler odası, muhasebeci-muhasebeci mali müşavirler odası, yeminli mali müşavirler odası, barolar ve bunların üst kuruluşu olan birlikler ile esnaf ve sanatkarların üst kuruluşu olan birlikler, federasyonlar ve Konfederasyon’dur.