AZERBAYCAN’DAN ANADOLU’YA GELEN BİLGE EREN

AHİ EVRAN (1168-1261)

Ahi Evran üzüm bağları ve güzel kokulu gülleri ile ünlü Azerbaycan’ın Hoy kentinde doğmuştur. Hoy kenti günümüzde İran İslam Cumhuriyeti sınırları içindedir. Van ilimizin Özalp ilçesine 60 km uzaklıktadır.

Ahi Evran’ın doğum tarihi henüz belgelenememiştir. Tarihi belgelerde 1261 yılında 93 yaşında öldüğü belirtilmektedir. Bu bilgiden hareketle 1168 yılında doğduğu tahmin edilmektedir.

Ahi Evran’ın asıl adı Mahmut’tur. Yaşadığı dönemin geleneklerine göre; “Gerçeklerin Babası, Dinin Yardımcısı, Allah’ın Nimeti” ifadeleri ile de anılmıştır.

Ahi Evran’ın çocukluğu doğum yeri olan Hoy şehrinde geçmiştir. Gençlik dönemlerinde eğitimde ve kültürde, Hoca Ahmet Yesevi anlayışının etkili olduğunu bildiğimiz Horasan, Herat gibi bilim ve kültür merkezlerine giderek eğitim almıştır.

Ahi Evran çocukluk döneminde bir demirci atölyesinde çalışmaya başlamıştır. Fakat kısa süre sonra deri işleme sanatına yönlenmiş ve bu meslekte çok yetenekli olduğunu ispatlamıştır. Mesleğinde gösterdiği başarı ve çalışkanlığı onun iki yılda kalfalığa yükselmesini sağlamıştır.

Ahi Evran ve ailesi, Büyük Selçuklu Devleti topraklarının Moğollar tarafından istila edilmesiyle birlikte daha batıya göç etmişlerdir. Ahi Evran 1204’te Bağdat’ta bulunmuştu. Burada, çağın önemli bilginleri ile tanışmış ve o çağın geçerli bilim alanlarında çalışmalar yapmıştır.

Ahi Evran hocası ve kayınbabası Evhadüddin Kirmani ile 1205 yılında Anadolu’ya gelmiştir. Hocası ile birlikte Anadolu şehirlerini gezerek halkı güzel ahlak hakkında ve İslami konularda bilgilendirirken aynı zamanda Moğol istilasına karşı da uyarmıştır.

Döneminin ekonomisti ve sosyoloğu sayılabilecek Ahi Evran, Kayseri’ye yerleşerek deri işleme atölyesi kurmuş­ tur. Bu atölye, Anadolu’daki Türk deri üretiminin ve sanatının merkezi haline gelmiştir. Ahi Evran’ın deri işleme atölyesi gelişerek, Kayseri’de bir sanayi sitesi kurulmasını sağlamıştır.

Ahi Evran, Ahilik teşkilatını kurduktan sonra bu teşkilatı Anadolu’nun her köşesine yaymıştır. Ahi Evran tüm esnafların başkanı olarak, Anadolu’daki Türk esnaf ve sanatkarlarının meslek kurallarını belirlemiş ve uygulamıştır.

Ahi Evran dönemin Selçuklu sultanı 1. Alaeddin Keykubat’ın daveti üzerine 1227 tarihinde Konya’ya yerleşmiştir. Konya ‘da yaşarken Ahi Evran’ın itibarını çekemeyen düşmanları, Selçuklu Devleti sultanının değişmesinden de yararlanarak, onu şikayet etmişler ve tutuklanmasını sağlamışlardır. Siyasi çekişmelerin bir sonucu olan bu tutukluluk beş yıl sürmüştür.  Ahi Evran, serbest kaldıktan sonra Denizli’ye giderek orada bir yıl Ahilik çalışmalarında bulunmuş ve bahçıvanlıkla uğraşmıştır.

Selçuklu Devleti tahtına sultan II. İzzettin Keykavus geçince, Ahi Evran’ı tekrar Konya’ya çağırmıştır.  Bir süre, Konya’da kalan Ahi Evran, Kırşehir’e yerleşerek ömrünün son on beş yılını Kırşehir’de geçirmiştir.

Ahi Evran, Ahiliğin kurumsallaşması ve halkın bilinçlendirilmesi çalışmalarını Kırşehir’de yürütmüştür. Ahiler ve Türkmenler üzerine gelen Moğollarla ve onların işbirlikçileri ile 1261 yılında yaşanan savaşta 93 yaşında şehit edilmiştir.

Ahi Evran’ın kurduğu Ahilik Teşkilatı, merkezi Kırşehir‘de olmak üzere, yüzyıllar boyunca toplumun ekonomik ve sosyal hayatını düzenlemiştir.

Ahi Evran Camii ve Türbesi | Kırşehir

AHİ EVRAN’IN ESERLERİ:

Ahi Evran’ın aldığı eğit imin çeşitliliği ve çok yönlü kişiliği birçok alanda eser vermesini sağlamıştır. Yaklaşık yirmi kadar kitap tespit edilmiştir. Ne yazık ki, bu eserlerin birçoğu; Sadreddin Konevi, Hace Nasureddin Tusi, Fahruddin-i Razi ve Necbeddin Daye gibi düşünürlere mal edilmiştir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, Ahi Evran’ın söz konusu eserlerde kendisinden bahsetmemesidir.

Bu eserlerin konuları; felsefe, tıp, ahlak, siyaset, İslami kuralların uygulama şekilleri, İbni Sina‘nın savunulması gibi çok çeşitli alanlardadır.