Ahilikte Mesleki Eğitim

AHİLİKTE MESLEKİ EĞİTİMİN ÖNEMİ

Çalışmayı ve üretmeyi şart koşan Ahilik sisteminde, meslek edinmek, meslekte uzmanlaşmak ve kaliteli mal üretmek sistemin temel unsurlarındandı. Bu yüzden Ahilik sisteminde, mesleki eğitime özel önem verilmişti.

Ahilik sisteminde mesleki eğitim çok küçük yaşlarda başladığı için, Ahi esnafının mesleğini ayrıntıları ile öğrenerek yetişmesi doğal bir sonuçtu. Ahilik sisteminin getirmiş olduğu usta-çırak ilişkisindeki karşılıklı güven duygusu, çırağın mesleğinde uzmanlaşması için, olumlu bir iş ortamı sağlıyordu. Öte yandan Ahiliğin ustaya yüklemiş olduğu, çırağını iyi yetiştirme sorumluluğu, ustanın bu konuya özen göstermesini zorunlu kılıyordu.

Ahilikte bir ustanın yetiştirebileceği çırak sayısının sınırlı tutulması, çıraklara ayrılan zaman ve gösterilen ilginin düşmesini engelliyordu. Bu durum ise; çırağın mesleğinde iyi yetişmesine katkı sağlıyordu. Ahilik sisteminde, çıraklık sayısının bir standarda bağlanıp, sınırlı tutulması, insan kaynakları açısından kalifiye iş gücü oluşturmayı sağlıyordu.

Ahilik sisteminin uygulandığı mesleki eğitimden geçen çırak, aynı zamanda ücret karşılığı üretime katılan, yani mal üreten bir kişiydi. Böylece çırak hem tecrübe ediniyor hem geçimini sağlıyor ve ham de iş gücünü ülke kalkınmasına katıyordu. Yani emekte, işte ve üretimde israftan kaçınılıyordu.

UYGULAMALI MESLEKİ EĞİTİM

Ahiliğin geliştirmiş olduğu, meslek edindirme ve mesleki eğitim sistemi olan çıraklık; teorik eğitim ile uygulamalı eğitimin aynı anda alınmasını sağlıyordu. Çırak ustasının yanında, ustasını gözlemleyerek, aldığı bilgilerle doğrudan üretime katılarak mesleki eğitimini tamamlıyordu.

Ahilik sistemine giren çocuk, çıraklık ve kalfalık döneminde uzun yıllar uygulamalı olarak üretim sürecine katıldığı için, mesleğinin tüm inceliklerini öğrenip, uzmanlaşarak usta oluyordu.

Mesleki eğitimin sürekliliğine önem veren Ahilik sisteminde, ustalık töreninde dahi kalfanın ustasından öğrenebileceği mesleki bir bilgi bulunuyordu. Kalfanın usta olarak mezun olduğunu simgeleyen “Şed Kuşanma” töreninden hemen önce ustasının kalfaya mesleğin son bilgisini vermesi adeti, mesleki eğitimin sürekliliğinin bir ifadesi olarak görülüyordu. Ustanın kalfasına meslekle ilgili verdiği bu bilgilere “Mesleğin Püf Noktası” deniyordu. Bu gelenek bir deyim olarak günümüz Türkiye’sinde de yaşamaktadır.

Ahilik sisteminde mesleki eğitime verilen önem gereği; uzun yıllar eğitim alarak bir meslekte uzmanlaşmış bir kişinin, o mesleği bırakıp başka bir meslekle uğraşmasına izin verilmezdi. Bu yasak mesleki eğitime ve kaliteye önem vermenin bir sonucudur. Bir in­sanın eğitim almadığı bir alanda mesleki başarı elde etmesi, elbette düşünülemezdi.