Osmanlı dönemini yansıtan 2 katlı bir binada yüzyılı aşkın bir süredir işletilen Altan Şekerleme, zamana tanıklık eden tezgahlarının arkasında duran rengarenk şekerleme kavanozları, lokum kutuları, akide kavanozları ile adeta sihirli bir dünyaya yediden yetmişe herkesi çağırıyor.
Karagözoğlu Emin Bey tarafından, 1865 yılında kurulan ALTAN ŞEKERLEME 1. Dünya Savaşı’na kadar büyük dede Karagözoğlu Emin Bey tarafından işletilir. Savaş esnasında beş çocuğundan 4’ü şehit olan Emin Bey, hac için yola çıktığında geride kalan oğlu Mustafa Altan’a üç kese altın bırakıp Altan Şekerlemeyi devam ettirmesini ster. Karagözoğlu Emin Bey hac vazifesini yerine getirmek için gittiği MEKKE de vefat eder.
1894 doğumlu Mustafa Altan tarafından işletilen Altan Şekerleme, 1973 yılında babasının yanında çırak, kalfa ve usta olarak çalışan Abdullah ALTAN’a devr olur. Abdullah ALTAN, bugün 90 yaşına rağmen ilk günkü heyecan ile işletmesinin hala başında. “Benim dönemimde Istanbul 350 bin nüfusluydu. Sur içi ve sur dışı vardı. Herşey az ama daha lezzetliydi” diyen asırlık çınar ALTAN, eski İstanbul’u ve İstanbulluyu bulamamaktan şikayetçi.
