ELMAS VE PIRLANTA ALMAK ISTEYENLERE CANIK USTADAN TÜYOLAR!..

07

Eski Türkçe kudmak kuymak “(maden) dökmek” kökünden türeyen kuyumcu “dökümcü, dökmeci” ve kuyumculuk “dökümcülük, dök­mecilik” anlamını taşımaktadır.

Kola takılan bilezik, parmağı süsleyen yüzük yapılıncaya kadar birçok ustanın tezgahından geçer.

Sadekar mubayaacıdan saf altın alır. 24 ayar altını istenilen işe göre döker. Sadekarlık kuyumculuğun omurgasıdır.

Sadekarın yaptığı işlemlerden sonra açılan yuvalara taşların takılması gelir. Altının bu durağı mıhlayıcılıktır. Mıhlama; yerleştirmek, çakmak anlamına geliyor. Pırlanta, elmas, zümrüt, yakut, safir gibi taşları, altın ve gümüş gibi metallere yerleştirerek süsleme işine ‘mıhlama sanatı’ deniyor. Bu işle uğraşan sanatkarlar da ‘mıhlayıcı’ olarak adlandırılıyor. Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman’ın dahi ilgisini çeken mıhlayıcılık sanatkarlığı, çok büyük sabır gerektiriyor.

İstanbul Kapalıçarşı’da 25 yıldır taşları değerli metallere işleyen Canik Selimeciyan, değerli taşlarla bezenmiş takı almak isteyenlere minik tüyolar veriyor. “Bu taşlar mıhlama ustasının elinden geçip vitrine gelene kadar değerinin iki katına satışa çıkıyor. Pırlanta meraklılarına tavsiyem, eğer kaliteli ve hesaplı bir taş almak istiyorlarsa mıhlamacıların yanına uğrasınlar.” diyor.

Tektaş ve benzeri pırlantalar alınırken dikkat edilmesi gereken ayrıntının taşın berraklığı olduğunu ifade eden Selimiciyan, kaliteli taşın sırlarını şöyle anlattı: “Pırlantanın 10 farklı düzeyi bulunan renk skalası içinden daima beyazını tercih edin. Pırlanta ne kadar beyaz ve parlaksa o kadar değerli ve kalitelidir. Sarıya doğru giden renkteki pırlantalar da giderek kalitesinin düştüğünü gösterir. Ayrıca pırlantanın içindeki natürel kabarcıkların çok olması taşın değerini ve kalitesini düşürür. Pırlanta ne kadar yuvarlak kesilmişse o kadar iyidir. Temizlemesi de aslında çok basittir. Bir kap suya bir miktar çamaşır deterjanı koyup içine pırlantayı atarak 15 dakika kaynatmanız yeterli. Ardından normal suyla durulayıp sildiğinizde işlem bitmiş oluyor.”